Siyaset, toplum adına zorlukları aşma ve yön belirleyen bir pusuladır.
Siyasi konjoktürde fırtınaların ve şiddetli bir rüzgârın sığınılacak limanı, milletin iradesi ve onların feryatlarına yetişecek olan siyasi iradenin kendisidir.
Genel yönetime, idaresi perspektifinden bakıldığında; çok partili sistemin başlangıcından bugüne kadar geçen sürede, belki de en kötü Bakanlar Kurulu ve iradenin başı ne yazık ki formsuz ve yılgınlık içinde savruluyor.

Bursa penceresinden gözlemlerim, yerel iktidarın millet iradesinden gelen tercihi algılama zorluğu çeken bir iktidar fotoğrafı olduğudur.
Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Bozbey, meclis sürecini yönetme zorluğu çekiyor.
AK Parti meclis çoğunluğunu elinde bulunduruyor. Meclis uzlaşımını sağlayacak olan ve parti gruplarının ortak noktalarda buluşmasını sağlayacak olan kişiler ise il başkanlarıdır.
Sayın Bozbey’in deneyimi ve birikimi bu süreci başkan olarak yönetebilecek düzeydedir.
Ancak ilk başlangıç günlerinde Sayın Bozbey düğmeleri yanlış ilikledi.
Öncelikle genel sekreter belirlenmeli, ardından diğer kadrolar atanmalıydı.
Tüm bu tecrübeye rağmen farklı ve daha işlevsel bir kadro oluşturulabilirdi.

İnsanın en zayıf olduğu an, kendini en güçlü hissettiği andır.
Sayın Bozbey’in danışma kadrosunda, siyasetin gelebilecek saldırılarını önleyecek bir yapı kurulamadı.
Erdem Saker’in arkasında Mehmet Gedik gibi bir il başkanı, meclis grup konuşmalarında ise Şemsettin Şen gibi Bursa’yı doğru okuyan kadrolar vardı.
Geriye gidersek, rahmetli Teoman Özalp’in arkasında Turhan Tayan gibi bir il başkanı, meclisinde ise Turan Vatan gibi önemli bir isim vardı.

“Ben her yere yetişirim, her konuyu ben çözerim” düşüncesiyle, ilçe belediye başkanlıklarına bile müdahale edilmesi doğru değildir.
Genel sekreter konumu, bir başkanın başarısının anahtarıdır.
Genel sekreter yardımcıları da bu koordinasyonun önemli kimlikleridir.

Ülkede girdi maliyetlerine gelen zamlar, kentte yaşayan insanlara ciddi bir zam oranı olarak yansıtılmamalıdır.
Bu kararlar alınırken siyasi iradenin bu yükü halkın omzuna yıkmaması gerekir.

Hayat siyaset gibidir; tavır ve duruş önemlidir.
CHP’nin hızla umut olduğu bu dönemde, partiye destek veren milli irade dikkate alınmalıdır.
“Bütçemiz kısıtlı” dediğiniz bir dönemde, büyük paralar harcanarak düzenlenen etkinliklerin bir sınırı olmalıdır.
Açlık sınırının altında yaşayan insanlara, milyonlar harcanarak yapılan bu etkinliklerin hiçbir katkısı yoktur.
İktidar, yerel ya da genel, bir ağlama duvarı değildir.
Hiçbir mazeret, Bursa’da yaşayan insanlar için sığınılacak liman olamaz.

Bu noktada yapılan harcamalara daha yakından bakmak gerekir:
Küçük rakamlar ile örnek vereyim anlayabilin diye 10 liraya bitecek bir işi 1.000 liraya yaptırmak, israf değil, ihmaldir, iş bilmezliktir ve ya..
Üstelik bu harcamalar yalnızca bütçeyi değil, size güvenen inanan kamu vicdanını da yaralamaktadır.
Kurumların başına getirilen liyakatsiz, kendini bilmez, ne oldum delisi olmuş, makamı mevkiyi görünce nerden geldiğini unutan kişilerin yaptığı hataların faturasını, eninde sonunda kim öder bir düşün.

Ve unutulmamalıdır ki; bu kadrolar sadece sizi değil, sizi o makama getiren iradeyi de zor durumda bırakır.

Bu sebeple kadro değişimi kaçınılmazdır, hem siz rahat nefes alırsınız, hem de şehir.

Gecesi ve gündüzü olmadan bu zaferin meşalesi olan örgütünüzün seslerine kulak verin.
Türkiye değişecek, fakat bu değişim Bursa’dan başlayacak, unutmayın.
Hiçbir partili, kimsenin marabası değildir.
Değer vermek ve onları anlamak sizin görev alanınız olmalıdır.
İlçe belediye başkanlarına çözümde ve katkıda Büyükşehir Belediye Başkanı’nın sorumluluğu büyüktür.

Dost önerisi: “Acı söyleyen dost, tatlı dilliden yeğdir.”

Israrla üstünde durarak söylüyorum kadronuzu tekrar gözden geçirin, sadakatli değil, liyakatli ekiplerle yolunuza devam edin Sayın Başkan.
Sayın Genel Sekreter Ergül Bey kadroları artık tanıyor ve Bursa’yı anlama sürecini tamamlamıştır.
Bursa halkının gülümsemesi, sizi de mutlu edecektir.
Ulaşım ile ilgili süreci tekrar gözden geçirmeniz fayda sağlayacaktır.

“Aile hepimizin kutsalıdır, değeridir.
Aile fertleri, belediye yönetiminde ve farklı alanlarda en az başkan kadar etkin ve yetkili olursa, orada çözülemeyen ve çözülemeyecek sorunlar başlar.
Bu sorunlar ise içinden çıkılamaz bir sorunlar yumağına dönüşür.”

Son sözüm:
"Devlet: Akıl yönetimidir, belediye ise çözüm sanatıdır.
Unutmayın; Beytülmale uzanan el, adaletin tokadını dünyada yer, hesabını da mahşerde verir."

Görelim Mevla neyler, neylerse güzel eyler.

Sevgiyle kalın.
Ahmet KÖMBE