Eskiden Cem Yılmaz’ın sahnelerinde dalga geçtiği “hesabı ben öderim” sahneleri vardı ya… Onlar bitti.
Bugün kahve fiyatları, artan vergiler ve hayat pahalılığı yüzünden “kahve ısmarlamak” bile büyük bir yük haline geldi. Ekonomi, enflasyon ve yüksek maliyetler hayatımızın merkezine yerleşmiş durumda. Bu kadar maliyetin, bu kadar “hesap kitabın” gündemde olduğu bir dönem hatırlamıyorum.
Özellikle kahveye ve alkole gelen vergiler insanı dışarı çıkmaktan caydırıyor. Fiyatlar yükseldikçe gençler evde kalıyor, ekran bağımlılığı artıyor, sosyal hayat sanal dünyaya taşınıyor.
Oysa bizim çocukluğumuzda dostluklar kaldırımlarda başlardı, yazlıklarda pekişirdi. Yazlık arkadaşını hiç unutur mu insan? Şimdi ise arkadaşlıkların da, ilişkilerin de rengi değişti. Her şey paraya, statüye ve gösterişe dönmüş gibi…
“Hangi masada oturursam iş alırım? Nerede görünürsem statü kazanırım?” İnsanlar bunun peşinde. Çünkü insan, kendinde olmayanı arıyor.
Bursa’nın kaldırımlarında başlayan dostluklardan, bugün ekran başına sıkışan gençlere… Zaman değişti, ilişkilerin tadı da değişti.
Ama belki de en çok özlediğimiz şey, o samimi kahve sohbetleri, dostlarla kurulan gerçek bağlar ve gönülden edilen muhabbetler.
Esra Yalçın Ünal
Yorumlar